Günümüzde detoks kavramı yanlış anlaşıldığından, detoks adına yapılan uygulamalar bağırsak boşaltmadan ibaret olarak sınırlı kalmaktadır. Oysa detoksun anlamı, bağırsak boşaltmak değildir. Detoks, birikmiş olan toksik maddelerin vücuttan atılarak uzaklaştırılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, detoksun ne anlama geldiği iyi kavranmalı ve nasıl uygulandığı konusunda da bilgi sahibi olunmalıdır. Çünkü bir çok insan bilinçsiz olarak detoks serüvenlerine girişip, vücutlarına zarar verebilmektedirler.
Dolu dolu yaz aylarını yaşadığımız şu günlerde, bir çoğumuz aklımızdan bir yaz detoksu uygulaması geçiriyoruzdur muhakkak. Yaz mevsimini sağlıklı bir şekilde geçirmek için de vücuttaki toksik maddelerin atılması oldukça önemli. İdeal bir yaz detoksunun nasıl olacağı konusunda bir fikriniz var mı? Nasıl bir detoks yöntemi uygulamalısınız ki, detoks amacına ulaşsın?
Öncelikle bilinmesi gereken şey şudur; en iyi detoks; hareketli yaşam, su içmek ve beslenme tarzına dikkat etmektir. Bu üçlüyü uyguladığınız sürece, yavaş yavaş, adım adım bedeninizi zararlı maddelerden arındırmanız mümkün. Hem birden yapılan detoks uygulamalarının zararlarından korunmuş olur, hem de vücuda yüklenmeden, toksik maddelerden arınmasını sağlamış olursunuz.
Yaz Detoksunun Adım Adım Uygulanması
1- Hayatınızda dikkat edeceğiniz en önemli şey düzenli uyumaktır. En az 7 saatlik bir uyku uyuyacak şekilde, düzen oluşturmanız şart. Hem yeterli uyumaya özen gösterin, hem de bol bol dinlenin.
2- Gün boyunca, elinizden geldiği kadar hareketli olmaya çalışın ve temiz ve açık havada bulunun.
3- Bol su tüketmek, detoksun en vazgeçilmez unsurudur. Bu nedenle bol bol su tüketmeye çalışın. Vücuttaki hassas su dengesini korumak için, susamayı beklemeden su içme alışkanlığı kazanın.
4- Susuzluk hissettiğinizde içecek tercihiniz her zaman su olmalıdır. Ancak, gün boyu içtiğiniz meyve suları ya da yediğiniz meyveler de su ihtiyacınızı gidermek için katkı sağlarlar. Ancak, çay, kahve, kola gibi içeceklerin vücuda su sağlama anlamında katkısı yoktur. Olmadığı gibi vücuttan su atılımına da sebep olurlar. Bu nedenle, bu tür içecekleri sınırlı tüketmeye çalışın.
5- Vücudunuzdaki D vitamini ihtiyacına karşılık, gün içerisinde 10-15 dakika direkt güneş ışığı almaya özen gösterin.
6- Gün içerisinde 4 saatten fazla aç kalınması metabolizmayı yavaşlatacağından, 4 saatten fazla aç kalmamaya çalışın. 6 öğün yemek yiyin ve sabah kahvaltısını mutlaka yapın. Çünkü günün en önemli öğünü kahvaltıdır. Kahvaltı öğünü vücudumuzun çalışmaya başlaması ve gece boyunca azalan kan şekerinin dengelenmesi açısından oldukça önemlidir.
7- Yeterli ve kaliteli protein alın. Vücuda gerekli olan azotun ve aminoasitlerin karşılanması için beslenme programınızda proteinin yeterli miktarda yer alması gerekir. Yetersiz veya fazla miktarda protein almak sağlığınızı olumsuz etkiler. Proteinin yetersiz alınması protein depolarınızın yıkılmasına sebep olur. Gereğinden fazla protein alımı ise böbreklerinizi zorlar ve bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Protein ihtiyacınızı sadece bitkisel protein kaynaklarından karşılamayın, kaliteli protein kaynakları olan hayvansal ürünlere de beslenmenizde yeteri kadar yer verin. Günlük protein ihtiyacının karşılanması için günde 2–4 porsiyon et ve et ürünleri, 3–4 porsiyon süt ve süt ürünlerinin beslenmenizde yer alması yeterlidir.
8- Akıllı yağlar kullanın. Gün boyunca yemekler, salatalar ve besinlerin içerisinde yer alan doğal yağlar ile karşılanan yağ ihtiyacı değişik yağ çeşitlerinden dengeli olarak karşılanmalıdır. Doymuş yağ gereksinimini, etler ve sütlerin içerisinde yer alan doymuş yağ asitleri ile karşılayabilir. Doymamış yağ asitleri tekli doymamış yağ asitleri olan omega-9 ve çoklu doymamış yağ asitleri olan omega-3 ve omega-6 yağ asitleri dengeli bir biçimde almak için haftada 2–3 kez balık tüketmek, yemeklerde ayçiçeği veya mısırözü yağı kullanmak ve salatalara zeytinyağı eklemek yeterli olacaktır. Yanmış yağlardan uzak durulmalı ve yiyecekler ızgara, haşlama ve fırında gibi sağlıklı pişirme yöntemleri ile pişirilmelidir.
9- Sağlıklı yiyecekler tüketin. Beslenmenizde; dört ana besin grubu olan et ve çeşitleri, süt ve ürünleri, sebze-meyveler ve tahıl ürünleri her öğünde ihtiyacınızı karşılayacak miktarlarda olsun. Et grubundan kırmızı et, tavuk, hindi ve balık; süt grubundan süt, yoğurt, ayran ve cacık, tahıl ürünlerinden tam buğday ekmeği, tam çavdar ekmeği, bulgur, yulaf, kabuklu pirinç, patates; mevsim sebzelerinden lahana, brokoli, karnabahar, kereviz ve meyvelerden muz, elma, mandalina ve kivi sofranızda mutlaka bulunsun.
10- Beslenmemiz yeterli ölçüde ve kalitede karbonhidrat içersin. Karbonhidratlar, protein koruyucu özellikleri ve vücutta elzem bazı öğelerin sentezinde kullanıldıklarından dolayı dengeli tüketilmesi gereken besin öğelerindendir. Besin kalitesi düşük olan basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
11- Sigara kullanmamalı ve sigara içilen ortamlardan uzak durmalısınız.
12- Hayat pozitif gözlerle bakmalı, stresten uzak durmalısınız.