Yaşlanma sürecini durdurarak yıllara meydan okumak kadın erkek herkesin istediği bir şeydir. On yıl sonra bile zamana galip gelip olduğu gibi kalmayı kim istemez ki? Aslında yaşlanmayı geciktirmek çok zor bir şey değil. Hem genç kalabilmek için bir gençlik iksirine de ihtiyacınız yok. Ayrıca tomar tomar para ödemek zorunda da değilsiniz.
Yaşlanmayı geciktirmenin yolu, yaşam tarzında bazı küçük değişiklikler yapmaktan geçiyor. Hayatınızdan bazı unsurları çıkarırken, bazılarını dahil ederek ve bazı yaşam ayrıntılarınıza dikkat ederek daima genç kalabilmeniz mümkün. Hem de estetik ameliyata filan başvurmaya gerek duymadan.
İşte uzman önerileriyle, yaşlanmayı durdurmanın on yolu…
– Tatlıyı hayatınızdan çıkarın; Amerkalıların yıllık şeker tüketim miktarı 68,04 kg.dır. Bu miktar da toplam kalori miktarımızın %18’ine isabet eder. Bu oran oldukça yüksektir ve, Tip2 diyabetten obeziteye kadar istenmeyen bir çok sağlık sorununu beraberinde getirir. Sigara içmek ve fazla güneşte kalmak kadar tehlikelidir ve kırışıklık oluşmasına sebep olur. Şeker, elastin ve kolajendeki proteinlere saldırarak glikasyon denilen bir sürece ve cildin daha yaşlı görünmesine sebep olur. 35 yaş ve sonrasında aşırı şeker tüketimi kaynaklı yaşlanma etkileri hızla gözlemlenir.
Tavsiye; Hergün 25 gram şeker tüketimi ile kendinizi sınırlayın. Lif şeker emilimini azaltır. Örneğin portakal ve portakal suyu arasındaki fark gibi. Portakal suyu kola kadar şeker içerir. Şeker ihtiyacı arttığında, ki bu da genellikle susadığınızda olur, tatlı bir şey yerine bir bardak su veya maden suyu içmeyi tercih edin. Eğer bu işe yaramazsa bir parça siyah çikolata veya böğürtlen/çilek tüketebilirsiniz.
– Sevdiğiniz bir işte çalışın; Sevmediğiniz halde çok çalışmak zorunda kaldığınız işler, yoğun bir stres yaşamanıza neden olur. Bu yoğun stres de yaşlanma riski ile kalp hastalıkları riskini artırır. Aşırı iş temposundan kaynaklı uzun süreli kronik stres aynı zamanda beynin işlevselliğini de azaltır.
Tavsiye; Eğer stres ortamınızı değiştiremiyorsanız (zor bir patron, yoğun seyahat programı, iş yükü gibi) sizi mutlu edecek şeylerin bir listesini çıkarın. Sevgilinizle bir öğlen yemeği veya en sevdiğiniz çayı gününüzün içine ekleyebilirsiniz. İşinizden şikayetçi olmak ve stres, sizi daha kötü bir ruh haline sokabilir. Sizi mutsuz eden düşüncelere karşı, pozitif düşünerek, şikayetlerinizi azaltabilirsiniz. İmkanınız varsa sadece sevdiğiniz işi yapın.
– İnsülün direncini artırmayın; Doğadaki karbonhidrat kaynakları tahıllar, sebze ve meyvelerdir. Günümüz şartları tahılları karşımıza işlenmiş olarak getirir. Rafine karbonhidrat kan şekerini ve insülin seviyesini hızla artırarak dokuların hızla yaşlanmasına, serbest radikallerin oluşumunu hızlandırmaya ve bunun sonucunda insülin direnci ve metabolik sendroma sebep olur.
Tavsiye; Doğadaki diğer karbonhidrat kaynağı olan sebze ve meyveleri tüketin. Sebze ve meyvelerden de antioksidan değeri en yüksek olan özellikle mor meyveler (kara üzüm, yaban mersini, karadut) kırmızı meyveler (çilek, kiraz, domates, nar, kırmızı elma) gibi koyudan açığa doğru beslenmenizi düzenleyin.
– Güneş kremini ihmal etmeyin; Tabii ki çok fazla güneşin en ciddi sonucu deri kanseridir ama aynı zamanda kırışıklık, güneş lekeleri, kılcal damarlarda çatlama, kuru ve donuk bir cilde de sebep olabilir. Elbette bu sadece kumsalda güneşlenerek harcadığınız vakitleri kapsamaz. Güneşin yüzde 80’i günlük hayatta yürüme veya araba sürme sırasında açığa çıkar. Diğer kaynaklar ise kum, su, büyük aynalı odalar, bilgisayar ekranı, spotlar, yüksek irtifa ve kardan yansıyan ışıkları içerir.
Tavsiye; Günlük olarak en az 30 veya daha üstü koruma sağlayan güneş kremlerini kullanın (çinko oksit ve titanyum dioksit içerenler kimyasal içermez). Bulutlu havalar dahil koruyucu kıyafetler giyin, şapka kullanın. Gözlerinizi koruyun; 400 veya daha üzerinde UV koruması sağlayan güneş gözlüğü kullanarak göz çevrenizi koruyun.
– Seks hayatınıza dikkat edin; Faal olmak daha mutlu olmanıza, daha güçlü bir bağışıklık sistemine, iyi bir dolanım sistemine sahip olmanıza, daha fazla kalori yakmanıza ve hatta sekiz yıl daha uzun yaşamanıza sebep olur. Seks kas tonusunu ayarlar, sizi daha fit ve genç gösteren büyüme hormonunun üretimini artırır. Seks sırasında salınan kimyasallar stresi azaltır ve enerjinizi yükseltir, böylelikle daha mutlu bir ruh haline sahip olmanızı sağlar.
Tavsiye; Amerikalı çiftler haftada ortalama 2 kere seks yapar, fakat daha önemli olan kısım çiftlerin bu sıklıktan tatmin olmasıdır. Planlanmış seks sizin cinsel isteğinizi başlatmaya yardımcı olabilir. Libidonuzu yükseltmek için 4 hafta boyunca günde 3 kere 10’ar kez Kegel egzersizlerini (pelvik taban kaslarını kuvvetlendiren egzersiz grubu) yapmayı deneyin.
– Duruşunuzu düzeltin; İnsanlar 40 yaşından sonra her 10 yılda 1 santimetre boy uzunluklarından kaybeder. Sırtın yuvarlaklaşması, bel ağrısı, başın öne doğru pozisyonlanması yaş ile alakalı en tipik postür bozukluklarıdır. Yanlış şekilde oturmak, ayakta durmak, eğilmek sadece daha yaşlı görünmenizi sağlamakla kalmaz aynı zamanda fiziksel hasarlarda oluşturur. Eğer otururken veya ayakta dururken kemiklerin diziliminde bir aksaklık varsa, kaslarımız fazla çalışmak zorunda kalır ve bu da eklemlerinizi güçsüzleştirir. İyi bir postür sağlıklı görünmenize, güçlü ve esnek kalmanıza, ağrılardan kurtulmanıza, enerjinizi yükseltmeye, daha sakin ve hareketli kalmanıza yardımcı olur.
Tavsiye; Otururken kalçanızın sert yüzeye temas ettiği kemikli kısımların üzerine oturun. Ayakta dururken, çenenizi geriye doğru çekin, ağırlığınızı topuklarına doğru aktarın, her iki omzunuzu geriye ve aşağıya alın, başınızı çenenizi çok fazla kaldırmadan geriye doğru alın. Eğilirken ise kalça ve diz ekleminizden eğilin belinizden değil.
– Yağı azaltın; Kadınlar genellikle ilerleyen yaşlarda diyet yaparken yağı azaltmaya çalışır ama omega-3 yağ asitleri gibi iyi, sağlıklı yağlar, cildi esnek tutar, beyin sağlığını artırır, kalbi güçlendirir, diyabet ile mücadele eder ve ömrü uzatır. Omega-3’ü azaltmak yaşlanma sürecini hızlandırır, hücresel inflamasyonu artırır ve organda fonksiyon bozukluğuna yol açar. Ayrıca cildinizin, daha fazla tahriş olmuş, daha az parlak ve yaşlı görünmesine neden olur.
Tavsiye; Daha fazla sızma zeytinyağı, badem, avokado ve vahşi somon gibi yağlı balık tüketin ama omega-6 bakımından zengin bitkisel yağlardan (mısır, soya, ayçiçeği) kaçının ve doymuş yağ bulunan tereyağı ve peyniri sınırlayın. Günlük 2 tane 1/2 gram DHA ve EPA omega-3 gereklidir, bir çorba kaşığı balık yağı veya balık yağı vitamin takviyesi alabilirsiniz.
– Deliksiz 7 saat uyuyun; Düzenli uyku uyumak bir lüks değil, tıbbi bir ihtiyaçtır. Uykusuzluk kortizol (böbreküstü bezinden salgılanan bir hormon) eksikliğine yol açar. Vücudumuzun iç ve dış görünümünü etkiler. Tutarlılık da anahtarıdır: 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 5 yıl süreyle çok az uyku uyumak, kavrama yeteneğinde azalmaya ve bulunduğunuz yaştan dört ila yedi yıl daha yaşlı bir algıya eşdeğer çıktı.
Tavsiye; Gecelik kesintisiz 7 saat sağlam uykuda vücudun kendini tamir etmesi mümkündür. İyileşme, hafıza, cilt esnekliği, normal kortizol düzeyi ve metabolizma için önemlidir. Aynı uykuyu devam ettirmek ve uykuyu teşvik için oda sıcaklığını sabit bir derecede tutmak gerekir. Melatonin üretimini sağlamak için kedi otu çayı veya ekşi vişne suyu doğal uyku yardımcılarıdır. Gerginlik ya da bacak uyuşması geceleri devam ederse, 1-2 çay kaşığı magnezyum sitrat tozunu su veya meyve suyu ile karıştırarak için, kaslarınızı gevşetmeye yardım eder.
– Dirençli spor egzersizi yapın; Kadınlar 30 yaşından sonra her on yılda bir kas kütlelerinin yaklaşık yüzde 5’ini kaybederler. Bunu tersine çeviren tek şey dirençli spor egzersizidir. Bu tarz egzersizlerin kas kitlenizi artırabileceği yapılan çalışmalarla kanıtlandı. Kuvvetlenme antrenmanı, kemik yoğunluğu, enerjinizi artırmak ve güç için harikadır. Aynı zamanda metabolizmayı çalıştırır, dengeyi artırır ve kalp için de iyidir. Daha fazla kas tonusu daha az sarkık deri anlamına gelir.
Tavsiye; Haftada 3 kez 20 dakika boyunca kendi vücut ağırlığınızla, dambıllarla ve dirençli bantlarla egzersiz yapın. Egzersiz programınıza haftada 5 gün kardio antrenmanı eklemeyi unutmayın. Tabi, ki önce doktor kontrolünden geçmeyi ihmal etmeyin.
– Kızartma, ızgara, kavurma ve konserveye dikkat edin; Vücutta protein ve şeker arasındaki reaksiyonların en sonunda AGE (ileri glikasyon son ürünleri) olarak adlandırılan yapışkan tortular oluşur. Bunlar komşu protein iplikleri arasında anormal çapraz bağlar geliştirerek bu proteinleri daha az elastiki/esnek yapar ve normal işlevlerini kısıtlar. Yaşlı derinin kırışıp, sarkmasından Alzeimer’a kadar birçok hastalığa sebep olur. Kızartma, karamelleşme, ızgara, kavurma, işlenmiş ve konserve işlemi sırasında ısıtılan gıdalar AGE oluşturur. AGE inflamasyon ve oksidasyonu artırabilir; yaşlanma, kalp, beyin, kemik ve eklem, böbrek, insülin direnci, anemi ve cildi etkileyen yaşa bağlı hastalıkların temel nedenidir.
Tavsiye; AGE tüketimini azaltmak için en iyi şey mümkün olduğunca çiğ yemektir. Yiyecekleri su bazlı yöntemle (buharda veya kaynatma) ile pişirin veya sirke, limon suyu ile pişirmeden önce marine edin. Antioksidan ve anti-inflamatuar gıdalar olarak çilek, tatlı patates ve yeşil yapraklı sebzeler tüketin.