Bazı davranışlar vardır ki, hem kişinin yaşantısını olumsuz etkiler hem de çevresinde bulunan diğer insanlara rahatsızlık verir. Toplumsal yaşantı içinde, düzenli, dengeli ve kendimiz açısından tatmin edici bir yaşantı düşlüyorsak, bu alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz.
Bu çok bildik türden, küçük gibi görünen alışkanlıklar, kişinin yaşantısını alt üst edebilmekte, insanlarla olan birebir ilişkisini bozabilmekte ve maddi ve manevi sıkıntılar doğurabilmektedir. İnsanlar çoğu zaman bu kötü alışkanlıklarının farkında olsalar da yapmaktan zevk aldıkları için vazgeçmeyi akıllarının ucundan dahi geçirmezler.
Bir insanın sahip olduğu ve ilişkileri ile yaşantısını olumsuz etkileyen en kötü 6 davranış vardır ki, çoğu zaman bu davranışlarından kişi kendisi bile rahatsızlık duyar. Bu davranışlar, kıskançlık, tembellik, merak, kibir, savurganlık ve dedikodu olarak sıralanıyor uzmanlar tarafından. Bu defolu davranışlar hepimizde olabilir. Önemli olan, bile bile yapmaya devam etmek ya da kendimizi bu davranışlardan dolayı cezalandırmak yerine, hayatımızdan çıkarmayı tercih etmek. Bu konuda kararlı olmak ve yapmaktan vazgeçmek.
Bu davranışların tamamına ya da birine, bir kaçına sahip olup da vazgeçmek isteyenlere, nasıl kurtulabilecekleri hususunda bizim de bir kaç önerimiz olacak.
1- Merak; Sürekli bir şeyleri merak edip soru soruyorsanız, her ayrıntıdan, olandan bitenden haberiniz olsun istiyorsanız, Kafanız sürekli çevrenizdeki insanların yaptıklarıyla meşgulse, çevrenizdeki insanlarla fazla ilgiliyseniz biraz sakin olun ve bu huyunuzdan vazgeçin. Öğrendiğiniz şeyler her zaman sizi mutlu etmeyebilir. Hatta çevrenizdekileri sorularınızla bunalttığınız için, ilişkilerinizde de bozulmalar yaşayabilirsiniz. Hatta ne demişler, ”az bil, mutlu yaşa”
Bir yerden sonra, meraklı insanda sırf alışkanlıktan, haybeye soru sormak da söz konusu olabilir. İşte bu yüzden öncelikle bu alışkanlığınızı yenin ve kendinizi sorulardan önce durdurmaya başlayın. Çevrenizdeki her detay hakkında bilginiz olması gerekmediğini kabul edin ve kendinizi rahat bırakın. Bazen de ağzı sıkı ve kurnaz olmakta fayda var. Hatta birşeylerden haberiniz olmayıp sürprizlere açık olmakta da! Hayatınızı sadeleştirmenin yollarını da uygulamanızı tavsiye ederiz.
2- Dedikodu; Son yıllarda uzmanlar dedikodunun strese, ruh sağlığına iyi geldiğini söyleyeyen açıklamalar yaptılar. Öyle yazıldı çizildi ki neredeyse dedikodu kötü bir şeydir demeye utanır olduk. Bu haberler de dedikoducuları oldukça sevindirdi. Hal böyle de olsa, dedikodu, sonuçları hem hakkında konuşulanı hem de konuşanı çeşitli sıkıntılara sokabilecek kötü bir alışkanlık. Bu nedenle mümkün olduğunca dedikodu yapmaktan uzak durmak sizin için çok daha sağlıklı olacaktır.
Hiç dedikodu yapmamak da elbet mümkün değil. ‘pembe yalanlar’ gibi ‘pembe dedikodular’ da vardır. Ama en azından arkasından konuştuğunuz kişinin yakınlık seviyelerini, anlattığınız kişinin karakterini, konuştuğunuz konunun önem derecesini iyice bir değerlendirin ve ondan sonra bir daha düşünün. Belki de başınıza hiç iş açmamayı tercih edeceksiniz!
3- Kıskançlık; Kıskançlık duygusu, kişiyi içten içe yiyip bitiren bir davranıştır. Hem kendinizi helak eder, hem de kıskandığınız insanlarla aranızın açılmasına sebep olabilirsiniz. Yakın arkadaşınızın tanık olduğunuz başarısını, çok seviyeli mutlu bir aşk yaşayan bir yakınınızı ya da sizin sahip olmak isteyip de olamadığınız şeylere sahip olan birini kıskanmak şeklinde ortaya çıkabilir. Örnekler çevrenize göre çoğaltılabilir tabi.
Kıskançlık aslında, altında o kişinin en büyük zayıflıklarının, özgüven eksikliğinin yattığı bir duygu. Kişiyi oldukça yıpratabileceği gibi etrafına da zarar verecektir.
Kıskançlığı yenmek çok da basit değil. Öncelikle bu durumu kabullenmeniz gerek. Sonra bu kıskançlığın altında yatan nedeni kendinizde bulmanız gerek. Kendinizde sıkıntıyı çözdüğünüzde otomatik olarak kıskançlık duygunuzun da yok olduğunu göreceksiniz.
4- Savurganlık; Neden savurgan oluyoruz ki? Çünkü bir şeyleri savurmak, yani üzerinizden atmak; yükünüzü azaltmak, yani hafiflemek demektir. Eğer hazır indirim varken üç kazak, iki elbise ve bir pantolon almanın ne sakıncası var? Neden fırsatlar karşısında daha güzel veya daha rahat olmayı engelleyeyim ki? Bunları söyleyen sizseniz potansiyel savurgansınız demektir.
Harcamalarınızı daha cömertçe yapmaya özen gösterin. Elinizdekilerin değerinin farkında olun ve onlarla yetinmeye alışın. Az ile yetinmeye çalışın. ‘Fazla’nın her zaman karmaşaya neden olacağını unutmayın.
5- Kibir; Kibir, bir insanın sahip olabileceği en zayıf kişilik özelliklerinden biri. Kibir Bir insanın, kendisini başkalarından daha üstün, daha büyük ve mükemmel görmesidir. Altında yatan da kuşkusuz mükemmeliyetçilik; daha da açıkçası ego. Halbuki kibir yerine; hem kendinize hem etrafınızdakilere vereceğiniz sevgiyle çok daha gerçek bir hayat yaşamanız mümkün. Hırslarınızdan, ‘aşırı’ özgüvenden, aşağılama alışkanlığınızdan ve mükemmeliyetçiliğinizden arının.
6- Tembellik; Bütün gün sürekli hareket ve beraberinde stres halindeyiz. Ve tüm günün yorgunluğunun yan etkisi olarak tembellik! Ofiste aceleyle bitirmeniz gereken üç dosya, eve döndüğünüzde süpürmeniz gereken bir zemin ve yemeği pişirdikten sonra gitmeniz gereken spor salonu. Tüm bunlar da televizyonda en sevdiğiniz dizinin olduğu geceye denk gelirse, işte tembellik burada devreye girer.
Tembelliğinizi asla başkalarının üzerine yüklemeyin. Yani tembel olabilirsiniz, ama bu yapmaya üşendiğiniz şeyleri annenize, iş arkadaşınıza veya eşinize yaptırtmak hiç doğru olmayacaktır. Böylece gün gelecek ve elinizdeki bu işleri kendiniz yapmak durumunda kalacaksınız. Ve bir daha işlerinizi üşendiğiniz için ertelemekten vazgeçmiş olacaksınız.