Kitaplarını severek okuduğumuz dünyaca ünlü yazarları merak ederiz zaman zaman. Kişiliklerini, nasıl yaşadıklarını, kitaplarını yazarken nelerden ilham aldıklarını…vs Onlarla ilgili bir çok şey bizim için merak konusu olur. Çoğunun biyografisi mevcut olsa da bize yazar hakkında detay bilgileri verecek kadar kapsamlı değildir.
Dünyaca ünlü yazarlar ile ilgili araştırma yaparken bazı ilginç bilgilere rastladık; ünlü yazarların tuhaf özellikleri. Bize oldukça ilginç geldi. Sizler de bilmek istersiniz diye o bilgileri portalımıza taşıdık.
İşte dünyaca ünlü yazarların tuhaf özellikleri…
– MARK TWAIN
O da yatakta yazanlardanmış. Yatağa uzanır kağıtları dizinin üzerine yerleştirip başlarmış kalem oynatmaya. Yazdıklarını da genellikle yatağın üstüne ya da yere atarmış.
– VIRGINIA WOOLF
Kitaplarının çoğunu ayakta yazmış.
– HENRY JAMES
Ayakta yazanlardanmış. Çalışma odasının çeşitli yerlerine yüksek sehpalar yerleştirir; bunların üzerine kağıtlarını dağıtırmış. Düşüne düşüne dolaşır aklına gelen tümceyi en yakınındaki kağıda geçirirmiş. Bu tümceleri de sonradan birbirine monte edermiş.
– EDGAR WALLACE
Çalışmaya başlamadan önce bir işçi tulumu giyer sonra da kendini hava akımından korumak için çevresini cam paravanalarla çevirttiği büyük masasının başına geçermiş. Bir yandan çok şekerli çay içer bir yandan da mikrofona konuşurmuş. Genellikle gündüzleri uyur geceleri çalışırmış.
– BERNARD SHAW
Evinin bahçesine bir kulube yaptırmış. Tüm yazılarını burada kaleme almış. Shaw kendine göre düzenleyip geliştirdiği bir steno yazısı kullanırmış. Sonradan daktilo ile yazmaya başlamış. Ancak silik şeritlerden nefret edermiş. Şerit silikleşince makineyi kaptığı gibi tamirciye götürüp şeritini değiştirirmiş.
– HONORE DE BALZAC
Başucunda yanan bir mum olmadan hiçbir şey yazamazmış. Mumunu gündüzleri bile yakarmış. Kahve tiryakiliği ile de tanınan Balzac’ın bir başka özelliği ise; çoğu zaman yazı yazarken başına bir yün atkı sarıp ayaklarını da suya sokması.
– ALEXANDRE DUMAS
En süsülü giysilerini kuşanıp yakasına da bir çiçek yerleştirdikten sonra otururmuş yazı masasının başına ve hiç ara vermeden çalışırmış. Hatta romanını bitirmeden evden çıkmamak için ayakkabılarını ve çalışma odasının anahtarını hizmetçisine verirmiş.
– CHARLES DICKENS
Romanlarını büyük görkemli bir çalışma odasında kaleme alırmış. Düzgün bir el yazısıyla mavi renkli kağıtlar üzerine kağıdın rengine yakın tonda bir mürekkep kullanırmış.
– FRIEDRICH SCHILLER
Onun yazı masası üzerinde ekşi ya da çürük elma bulunurmuş. Yazar elmayı sık sık koklamaktan hep hoşlanırmış. Bu koku ona yağmurdan sonra bir ormanda; otlar yapraklar arasındaymış duygusunu veririmiş. Böylece içinde bulunduğu ortamın havasından uzaklaşıp bir düş evresine girermiş. Bu tutkusu nedeniyle banyoda su içinde yazdığı da olurmuş.