Üniversiteler bir ülkenin en önemli eğitim kurumlarıdır. Ayrıca üniversiteler, eğitimin son ve en yüksek basamağı olmaları nedeniyle de ön plana çıkarlar. Bu nedenle toplumda üniversitelerde her şeyin öğretildiği gibi bir kanı vardır. Oysa üniversitelerde her şey öğretilmez. Her şeyin öğretilmediğinin farkına ancak hayata atıldıktan sonra varılır.
Ünversiteler eğitimlerini teori üzerine kurmuş kurumlardır. Ne okuyorsanız onun teorisini alır mezun olursunuz. Uygulama ve hayata dair ders almak gibi bir şansınız yoktur. Ya da kendinizi geliştirmeye yönelik ek bilgiler veren dersler yoktur üniversitelerde. Bu yüzden bir çok öğrenci, mezun olup da hayatla baş başa kaldıklarında ne yapacaklarını, nasıl hareket edeceklerini şaşırırlar. Çünkü üniversitelerde, tek başınıza karar alma yeteneğinizi geliştirecek dersler de verilmez.
Bunların dışında daha bir çok faydalı şeyin dersini almadan mezun olursunuz. Üniversitelerde öğretilmeyen derslerden en önemlilerini sizler için seçtik.
İşte üniversitelerde verilmeyen dersler ve kendiniz için yapmanız gerekenler…
– Sınırlarınızın farkına varın:Hiç kimse mükemmel değildir. Bunun farkına varacağınız en güzel yerlerden biri de üniversitedir. Etrafınızda sizden daha zeki birilerinin olması moralinizi bozmasın. Sonuçta bu da doğanın bir kanunu ve herkes AA alsa belki de üniversiteler olmazdı.
– Teknolojiyle barışın:Teknolojinin sunduğu nimetlerden yararlanın. Eskiden ilkokul ödevlerinizi yaparken kullandığınız kalın ansiklopedileri hatırlayın. Ne demek istediğimizi anlayacaksınız
– Bir dersi en iyi başkasına anlatırken öğrenirsiniz:Sınav zamanı öğrencinin en iyi dostu kendinden daha çalışkan bir öğrencidir. Zira o dost bir süre için öğretmen olacaktır. Farkında olmasanız da bir konuyu anlatırken, dinleyenden daha çok öğreniyorsunuz.
– Ön sırada oturun, soru sormaktan çekinmeyin:Çoğu öğrencinin ön sıra fobisi vardır. Aslında çekinilecek bir şey yok. Başkalarının ne dediğine de bakmayın. Sınav zamanı işler hep tersine döner
– Başkalarının ne dediğine kulak asmayın:Çalışkan olursanız ‘inek’, tembel olursanız ‘havai’ derler. Milletin ağzı torba değil ki büzesiniz. En iyisi bunlara kulak asmamak.
– Sınavınız kötü geçtiyse ağlamaktan çekinmeyin:Ağlamak da insanoğluna mahsustur. Önemli olan bir hatada takılıp kalmamak, toparlanıp yola devam etmektir.
– İyi bir ortalama iyi not tutmaktan geçer:Mümkün olduğunca bilgisayar yerine kendi el yazınızla not tutun. Kağıtlar bunun için var!
– Tüm kulüplere üye olmak zorunda değilsiniz:Özellikle üniversiteye girdiğiniz ilk yıl öğrenci kulüplerine adeta saldırırsınız. Hiç gerek yok. Zaten siz de zamanla bunun farkına varacaksınız. Her şeyi değil, sevdiğiniz şeyi yapın.
– Sayısalcıyım diye sözel dersleri bir kenara itmeyin:Mühendis de olsanız mimar da, sözel dersleri asla ihmal etmeyin. Hayat matematik formüllerinden ibaret değil.
– Okulu bırakmayı istemek normaldir: Ancak bir kere o okulun kapısından girmeyi başardıysanız bitirmeye değer demektir. Böyle bir hissiyata kapıldığınızda derdinizi birileriyle paylaşmaktan çekinmeyin