10.2 C
New York kenti
Salı, Mart 21, 2023

Sevgi’nin Aşkı

Bir çiftlikte sığ bir hayata doğdu sevgi. babası çiftliğin kâhyasıydı. Annesi, babası ve kardeşlerinden başka kimse yoktu etrafında. İki insan yüzü görmeye hasret büyüdü. Okul zamanı geldiğinde en yakın köyün okuluna yazdırdı onu babası. Yarı gitti, yarı gitmedi. İşlerin ucundan tutup işe yarasın diye çoğu zaman göndermediler okula. Öğretmense, uğraşmak yerine idare etmeyi tercih etti. Eline diplomayı verdiklerinde ise, zor zahmet okumayı öğrenmiş olarak mezun oldu.

Yıllarca babasından başka erkek görmedi. Büyüdü serpildi, genç kız oldu. Çok güzel bir kız değildi açıkcası ama sevimliydi. İlk gördüğü erkek ise babasının askerlik arkadaşının oğlu oldu. Bir aile ziyaretinde gördü onu. İçinde bir şeylerin kıpırdadığını hissetti. Ve arkasından beklediği şey oldu.

– Bana çiftliği gezdirir misin? dedi.

Fırladı kalktı yerinden.

– Gezdireyim Süleyman abi dedi.

– Ne abisi kız Süleyman de bana.

İşte o gün böylece aralarında büyük bir aşk başladı. Sevgi hayatında gördüğü ilk yabancı erkeğe aşık oldu. Süleyman’ın çiftlik ziyaretleri sıklaştı. Postacı aşk dolu mektupları getirip götürmek için mekik dokudu. Zaman böylece aktı, aktıkça Sevgi ile Süleyman’ın aşkları arttı. Tutkulu bir hal aldı. Ve bir gün aniden bir kalp krizi sonucu Sevgi’nin babası hayatını kaybetti. Annesi, ”bu kadar kız çocuğunu dağ başında koruyamam” diyerek, çocuklarını toplayıp şehre göç etti. Buna en çok Sevgi sevindi. Süleyman’ı daha rahat görecekti.

Zaman içinde evlenmeyi düşünmeye başladılar. Ancak, Süleyman’ın anne babasında pek kıpırtı olmadı. Gönüllü değillerdi Sevgi’yi almaya. Zaman ilerledikçe iki gencin ümitleri suya düşmeye başladı. Derken Sevgi’nin talipleri çoğaldı Annesi daha fazla bekletmeyi uygun görmeyerek, maddi durumu iyi olan birine Sevgi’yi verdi. Sevgi’nin ağlamaları sızlamaları pek kâr etmedi. Zaten karşı taraftan da ümit olmayınca mecbur kadere boyun eğdi. Gelinliği giydiği gün ”her şey bitti artık” diye üzülürken eline bir mektup ulaştı. Mektup, biricik aşkından geliyordu ve onun ayaklarını yerden kesecek sözlerle doluydu.

”Hep annemle babamın yüzünden böyle oldu” diyordu Süleyman. ”Ama on tane de çocuğun olsa seni o adamdan geri alacağım.”

Uça uça gelin oldu. Tutkulu aşkları ve mektuplaşmaları koca evinde de devam etti. Mektuplar Sevgi’ye Mehtap adıyla geliyordu. ”çocukluk arkadaşım” demişti kocasına. Adam kuşkulanma gereği duymadığından bir süre rahat rahat yazıştılar. Ancak bir gün yine postacı mektup getirdiğinde kocasına verdi ve ne olduysa o zaman oldu. ”Bu nasıl bir arkadaş ki iki günde bir mektup yazıyor, bir bakayım şuna” diye düşünmesi Sevgi’nin felaketi oldu. Adam mektubu okuyunca ağzından burnundan kan gelnceye kadar dövüp, getirdi annesinin evine attı ve boşadı.

Ehh Sevgi bu acı olaya da sevindi. En azından hür bir kadındı artık ve aşkını gizlemesine de gerek kalmamıştı. Süleyman’ın ailesi hâlâ direnip Sevgi’yi istemeyince, ”olsun kimseye ihtiyacımız yok” deyip küçük bir ev kiraladılar. Süleyman’ın işi de olmayınca parasal sıkıntı çekiyorlardı ama çok mutluydular. Bulurlarsa yiyor bulmazlarsa aşklarıyla yetiniyorlardı.

Böylece tam üç ay geçti. Üç ay sonra ne olduysa büyü bozulmaya başladı. Geçim sıkıntısı da cabası. Süleyman önceleri bağırıp çağırırken, zamanla Sevgi’ye el kaldırmaya başladı. Artık alenen geçinemiyorlar, birbirlerine tahammül edemiyorlardı. Zaten aralarında nikâh da yoktu. Aşkları da sona erince onları birbirlerine bağlayan bir şey kalmadı. Sonunda, yine kavga ettikleri bir akşam ikisi de, tutkulu bir aşk yaşadıkları o küçük evi terkettiler.

”E ne oldu şimdi? Bu mu yani?” diye düşünmekten alamıyor insan kendini ama gerçek olan bir şey var; o da bütün aşkların bitmeye mahkûm olduğu, sevgilerin ise kalıcılığı. Aşkı biten ilişkileri ise sevginin ayakta tuttuğu. Uzmanlar, aşkların süresinin 6 ay olduğunu, en baba aşkın bile 2 yıl içinde sona erdiğini belirtiyorlar. Yani aşk geçici, sevgi ise kalıcı bir duygu. Aşık insanın aşkı bittiğinde karşısındaki insanın değeri düşer. Oysa sevgi ömür boyu sürer ve kalıcıdır. Seven insan, karşısındaki insanı her türlü eksiği ile, hataları ile sever ve ne olursa olsun ömür boyu sevmeye devam eder.

Yine uzmanlar aşkın, partnere karşı hissedilen ve içinde cinselliği de barındıran, mantığı ortadan kadıran duygular olduğunu söylüyor. ”Aşk bir sarhoşluk halidir, ayılınca geçer” diyorlar. Aşkın ömrü, aşıklar kavuşuncaya kadardır. Kavuştuktan sonra ömrü biter. Ancak, kavuşamayanların aşkı bir ömür boyu sürebilir.

Aşk ile sevgiyi karıştırmamak gerekir. Sevgi oturaklı ve sağlam bir duygudur. Aşk yıkılır ama sevgiyi hiç bir şey yıkamaz. Birbirlerine düşkün olan ve örnek gösterilen çiftlerin arasındaki duygu bütünlüğü aşk değil sevgidir. Aralarında sevgi olmayan çiftlerin, aşkları bittikten sonra aralarındaki ilişki de biter. Sevginin mevcudiyeti, aşkın ortadan kalkması halinde ilişkinin devamlılığını sağlar.

Geçici de olsa aşk güzel bir duygudur, sevgi ise vazgeçilmez. Her şeye rağmen aşkınız bol sevginiz daim olsun.

Mutlu bir sevgililer günü geçirmeniz dileği ile…

ADEM_İN NOT DEFTERİ’NDEN

BENZER MAKALELER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN YENİ MAKALELER