Beden dili kullanılmak suretiyle istenilen tema ya da duygunun sahnede işlenme sanatına pandomim denir. Pandomim, tiyatronun evrensel dili olarak kabul edilen çok özel bir sanattır. Pandomim sanatçısı, sahnede oyununu sergilerken hiç konuşmaz. Yüz mimikleri, eller ve beden dili kullanılarak, mesajın seyirciye ulaşması sağlanır. Pandomim, en zor ve en özel sanat dallarındandır.
Kökeni Milattan Önceki yıllara dayanan pandomim, çok eski bir sanat dalıdır. İlk zamanlarında mim ismi ile anılan pandomim, o yıllardan günümüze kadar ulaşmış ve halen de sahnelenmeye devam etmektedir. Mim kelimesi Yunanca da temsil etmek, taklit etmek anlamına gelir. Ayrıca Pandomim sanatı, tiyatronun başlangıcı olarak da kabul edilir.
Pandomim, tamamen görselliğe dayanan bir tiyatro dalıdır. Anlatılmak istenen her şey, el ve yüz hareketleriyle anlatılmaya çalışılır. Yani daha başka tanımıyla, senaryonun hareketlere ve beden diline dönüştürülmüş halidir.
Sinemanın ilk yıllarında çekilen fimlerde de ses kullanılamadığı için bu filmler de pandomim sayılır. Pandomim sanatçısı sahnede asla konuşmaz. Sadece, mimik, jest ve beden dilini kullanarak oynar. Pandomim sanatının bilinen en büyük ismi, dünyaca tanınmış olan Charlie Chaplin’dir. Charlie Chaplin, dünyanın en büyük pandomim sanatçısı olarak kabul edilir. İlk resmi pandomim filmi ise Marcel Marceau tarafından 1975 yılında yapılmıştır. Kalbin dili isimli bu filmde, pandomim ile çekilmiştir.
Pandomim sanatı başka sanat dalları ile birlikte kullanılabilir. Tiyatro ve sinema sıklıkla kullanıldığı alanlardır. Hatta bale ile birlikte sahnelendiği de vardır. Görsel sanatlar içinde gösterişli ve dikkat çekici bir sanat olduğundan çok sevilmektedir.
Pandomimin en önemli noktası yüzde maske ile çalışmaktır. Bu maske sayesinde oyuncu ile izleyici arasında bağ kurulur. Çünkü sanatçı, insani yüzünü kaybederek izleyiciden uzaklaşır. Pandomim aralıksız yaratma sanatıdır. Oluşturulmak istenilen duygu, durumlar oluşturulmaya çalışılır. Beden, yeni hayatlar, duygu ve algı yaratır. Bu arada önünde bir duvar varmış hissini yaratırken bile kaslar, kollar itme gücünü verdiğinden aynı zamanda da bedeni ciddi manada zorlayan bir sanattır.
Pandomim sanatçısı, kendi oluşturduğu nesnenin boyunduruğu altına girer. Bu şekilde seyirci, o algıyı anlamaya çalışır. İşte, gerçek sanatçı bu algıyı hissettiren sanatçıdır.