Herkes mutlu olmak için evlenir ama bazen evdeki hesap çarşıya uymaz. Nice güzel hayallerle yola çıkan çiftler, evliliklerinde mutluluğu yakalayamayabilirler. Evlilikte mutluluğu yakalamanın ya da yakalayamamış olmanın, severek evlenmekle veya görücü usulüyle evlenmekle filan alakası yoktur. Birbirlerini tanımadan evlenen bir çok çift mutluluğu yakalayabilirken, sevip tanıyarak evlenen bazı çiftler ise evlendikten bir süre sonra pişman olabilmektedirler. Toplumda bu türden bir çok örneğe rastlamamız mümkün.
Mutluluklarını ileri yaşlara kadar sürdüren çiftlere hem toplumda gıpta ile bakılır hem de bu çiftlerin hiç bitmeyen mutluluk sırları merak edilir. Oysa uzmanlar, evlendikten sonra aşk kavramının bir süre sonra yok olduğunu, bunun yerini ise sevgi ve saygının aldığını söylüyorlar. Çiftleri mutluluğa götüren sebebin, karşılıklı sevgi ve saygı olduğunu vurguluyorlar. Birbirlerine karşı sevgi ve saygı duymayan çiftler de, çareyi yollarını ayırmakta buluyorlar.
Mutlu çiftlerin, mutluluklarını neye boçlu oldukları konusunda yapılan araştırma sonuçları 5 ortak noktaya çıkıyor. Mutlu çiftlerin mutlulukları 5 ortak sebebe dayanıyor.
İşte mutlu çiftlerin yaptığı 5 şey…
– Kahkaha atmak
Mutlu çiftler neşelerini, birlikte gülme alışkanlıklarını daimi kılıyorlar. Bu, onların birlikte iyi zaman geçirdiklerine işaret ediyor. Mutlu paylaşımlar anlamına geliyor. İyi bir beraberlik için komedi ve espri anlayışlarının birbiriyle uyumlu olması da aranan özellikler arasında zaten. Aynı filme, aynı espriye, aynı duruma gülebilmek, çiftlerin mutluluklarını sürdürmeleri için destekleyici oluyor.
– Yalnız kalmamak
Kişisel yalnızlıktan değil, çift olarak yalnızlıktan söz ediyoruz. Mutlu çiftler, hele bir de çocuk sahibiyseler, aile desteğiyle, arkadaşlarla ya da bir topluluğa dahil olarak kendilerini daha iyi hissediyorlar. Sadece kendileriyle baş başa kalan, sorunlarını kendileri çözmek zorunda olan çiftler, birbirlerini ne kadar sevseler de zamanla sorunlar sevginin önüne geçiyor ve mutsuzluk baş gösteriyor. Tabii fikir aldığınız, birlikte zaman geçirdiğiniz arkadaşlarınızın eşleriyle ilişkisini koparma aşamasında olması, sizi de olumsuz etkileyebilir. Örnek alınacak ilişkisi olduğunu bildiğiniz çiftlerle daha fazla zaman geçirip, onlardan destek almak, sosyalleşmek size, eşinizle birlikte kendinizi daha iyi hissettirir. Çünkü sorunlardan konuşmak yerine birlikte eğlenceli aktiviteler yapabilirsiniz.
– Küçük jestler
Büyük sürprizlere gerek yok. Küçük jestlerle mutlu etmek yeterli aslında eşinizi. Mutlu çiftler bunu hep yapıyor. Eşi için kahve yapmalar, ev işlerinde dönüşümlü çalışmalar, eşinin çok istediği bir kıyafeti ya da kitabı sürpriz bir şekilde alıp ona sunmalar… Hepsi ve daha fazlası, ilişkinin dinamizmini yükselten hareketler. Kendisine eşi tarafından jest yapılan kadar aslında jesti yapan da, sevdiği insanın bir ihtiyacının giderilmesinden dolayı keyiflendiğini görünce bu mutluluktan pay alıyor. Velhasıl, küçük bir jest kazan-kazan durumu yaratıyor ilişkide.
– Empati
Bir kişinin kendisini duygu ve düşüncelerinden soyutlayarak bir başkasının inançlarını, arzularını ve özellikle duygularını anlayabilme yeteneğine empati diyoruz. Pek çok çift, anlaşmazlığa düştüklerinde, eşlerinin fikrine katılmasalar da onların bakış açısını anlamaya çalışıyor. İşte bu tam da tanımdaki gibi kendini karşısındakinin yerine koyma, yani empati kurma anlamına geliyor. Mutlu çiftlerin en büyük sırlarından biri de bu.
– Günde en az 10 dakika farklı bir diyalog
Görünen o ki mutlu çiftlerin neredeyse yüzde 99’u eşlerini çok iyi tanıyor ve gerçekten anlıyor. Büyük bir çoğunluğu hayatının ayrıntılarını, hayallerini, sıkıntılarını, değerlerini ve hedeflerini eşiyle paylaşıyor. Buna bakılacak olursa günde en az 10 dakika eşinizle oturup konuşmanız yararınıza. Ama bu konuşmada konu işiniz, aileniz, arkadaş ilişkileriniz olmasın lütfen! Daha genel, zihin açıcı, yaratıcı konular belirleyin. “Mesela piyangodan para çıksa nereye, neden giderdin?” “Nerede doğmuş olmak isterdin, neden?” “İş hayatına yeniden başlayacak olsan ne olmak isterdin?” Gerisi sizin yaratıcılığınıza kalmış. Maksat birbirinizin hayallerini, geçmiş sıkıntılarını, geleceğe dair kaygılarını öğrenmek, birbirinizin fikirlerini dinlemeye zaman ayırmak.