Kolon kanseri, tüm kanserler içinde görülme sıklığı açısından üçüncü sırada yer alır. Cinsiyete bağlı kanserlerden olmayan kolon kanserinin, kadın ve erkekte görülme oranı eşittir. Batı ülklerinde sık rastlanan kanser türlerindendir. Kolon adı verilen kalın bağırsakta ortaya çıkması sebebiyle kolon kanseri olarak anılır.
Kolon Kanserinin Nedenleri
Yapılan araştırmalarda, kolon kanserinin nedeni saptanamamıştır. Ancak, oluşumundan bazı çevresel ve genetiksel etkenler sorumlu tutulmaktadır. Özellikle kalıtsal etkenlerin, kolon kanseri oluşumunda büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, ailesinde kolon kanseri vakası görülen bir kişinin, bu hastalığa yakalanma riski diğer insanlara göre daha yüksektir. Bunun dışında, daha önce yumurtalık ve meme kanseri geçirmiş kişilerde kolon kanserine yakalanma riski de oldukça yüksektir. Crohn ve ülseratif kolit de kolon kanseri ihtimalini artıran unsurlar arasındadır. Ailesel polipozis ve Gardner sendromu, kalıtsal hastalıklardan oldukları için kolon kanserine sebep olmaktadırlar.
Beslenme tarzı da kolon kanseri oluşumu açısından büyük öneme sahiptir. Özellikle Batılı tarzı beslenme alışkanlıkları ve çok fazla hayvansal yağ tüketiminin kolon kanserine yol açtığı, yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
Kolon Kanserinin Belirtileri
Kolon kanserinin ilerlememiş, ilk başlangıç evresinde, ishal, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı, karında dolgunluk hissi ve hafif ağrı görülür. Bunların dışında kabızlık durumu da başgösterebilir. Kullanılan ilaçlara rağmen, kabızlık durumu devam edebilir. Bu evrede, bağırsak tam olarak daralmadığı için, hastalığın teşhis edilmesi zordur. Çünkü, tanı için belirtiler yeterli değildir.
Ancak, hastada bu tip şikayetlerin olması, hastanın mutlaka incelenmesini gerektirir. Görüntüleme yöntemleri kalın bağırsaktaki herhangi bir anormalliği ortaya koyar. Böylece herhangi bir hastalık varsa erken tanı konmuş olur ve hastaların geleceği açısından çok önemlidir.
Başlangıç evresinde tespit edilmeyen kolon kanseri –ki sıklıkla ülkemizde bu evrede doktora başvurulmadığından saptanamaz- ilerler ve kalın bağırsak daralmaya başlar. Daralma ortaya çıkarsa bağırsaktan dışkı geçişi zorlaşır. Bağırsaktaki maddeler burada birikmeye başlar ve atılamaz. Bağırsak kokuşması ortaya çıkar. Bağırsak içeriği, bağırsağın kasılma sonucu ilerlemek ister fakat kanser kitlesi yüzünden bu işlem çok zordur. Bu yüzden hastada önce kabızlık daha sonra ağrı atakları başlar.
Kolon kanseri tedavi edilmez ve daha da ilerlerse belirtiler ağırlaşır. Yorgunluk, kilo ve iştah kaybı belirginleşir. Hasta hiçbir şey yemek istemez. Kansızlık ortaya çıkar ve hastanın rengi atar. Bağırsak tamamen kapanır. Birkaç gün bu şekilde sürer. Daha sonra kanser kitlesi biraz delinir ve bağırsak içeriği atılabilir. Fakat bu olay her zaman böyle sürmez. Bir-iki defadan sonra bağırsak hiç açılmamak üzere kapanır. Hastanın durumu oldukça ağırlaşır. Kana zehirli maddelerin geçişi başlar. Bu dönemde başvuran hastaların karınları açılır ve tümörün ameliyatla alınıp alınamayacağı kararlaştırılır. Sıklıkla bu evrede tümörün çıkarılması çok zordur.
Hastalığın Teşhisi
Günümüzde kolon kanserinin teşhisi oldukça kolaydır. Kolonoskopi uygulaması yöntemiyle tüm kalın bağırsak görüntülenerek, polip varsa alınıp incelenir. Polip olan kişiler ile risk grubuna giren kişiler kolonoskopi ile kontrol altında tutulur ve durumları takip edilir. Doktorun gerekli gördüğü sıklıkta bu işlem tekrarlanır.
Diğer bir yöntem video görüntüleme ile yapılan sigmoidoskopidir. Kolonun alt bölgesinin incelenmesinde kullanılır. Ayrıca gaitada gizli kan araştırılır. Yani dışkıda kan arama yöntemi ile dışkıda saptanması zor olan az miktardaki kanamalar saptanır. Bunların dışında gerekirse bağırsaktan parça alınır ve incelenir.
Hastalığın Tedavisi
Kolon kanserinde bilinen en iyi tedavi yöntemi cerrahi uygulamadır. Bağırsağın tümörlü olan kısmı cerrahi yöntemle çıkarılır. Daha sonra bağırsağın çıkarılan yerinin alt ve üst tarafı birbirine bağlanır. Eğer kanser anüse yakın bir yere yerleşmişse bu bölgenin kısa olması ameliyatın şeklini değiştirir. Bu ameliyatta anüs tümüyle çıkarılır ve kolon, karın duvarına bağlanır.
Işın tedavisi kolon kanserinde kullanılmaz. Fakat kemoterapi (ilaç tedavisi) hastalara ameliyattan sonra uygulanabilir.
Kolon Kanserinden Korunma
Lifli gıdaların beslenme proğramına eklenmesi ve bolca tüketilmesi, kolon kanserinden en iyi korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar da, lifli gıda tüketiminin kolon kanserinin önüne geçtiğini kanıtlamıştır. Çünkü lifli gıdalar, kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltmaktadır.
Yağlı besinlerle kolon kanseri arasında doğrudan ilişki vardır. Yağ oranı az besinlerin tüketilmesi gerekir. Kırmızı et ve yağlı besinler kolon kanseri ihtimalini arttırmaktadır. Bu nedenle bu besinlerin az miktarlarda tüketilmesinde fayda vardır.
Kolon kanserinden korunmanın bir diğer yolu ise düzenli kontroller yaptırmaktır. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri hastalığı önlemek veya erken tanı koymak için gereklidir. Özellikle ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin yaptırması gerekir.
Bunların dışında egzersiz yapmak, yeşil çay tüketmek bağırsak düzenini sağladığından dolayı koruyucudur. Yeşil çayda bulunan bir maddenin kanser gelişimini önlemede etkili olduğu belirtilmektedir.