Kadınlar, toplumdaki ağır rolleri gereği her zaman fedakardırlar ve her zaman aileye harcadıkları emek, erkeklerden daha fazladır. Günümüz şartlarında ”mesleğin ne?” diye sorulunca, ev hanımıyım diyen çok az kadın kaldı. Çünkü Ev hanımı olmak bir meslek olmaktan çıktı. Kadınlar artık ev hanımlığını normal işlerinin yanında bir görev olarak yürütüyorlar. Şartlanmış olarak, kurulmuş robot misali, sabahları aynen erkekler işlerine gidip, akşam olunca koştura koştura mutfağa dalıyorlar. yani erkeklerle birlikte sekiz saat çalışmış olmaları, onları ev işlerinden muaf kılmıyor. Yemek, bulaşık, ortalığı toplamak, gün boyu akşama ne yeneceğini düşünmek, marketten alış veriş yapmak, evde toz almak, çocuklarla ilgilenmek, okul çağındaysalar ödevlerine yardım etmek ve daha nice ekstra görevler hep kadın işi olarak belirlenmiş zorunluluklardır. İnsanın ”zavallı kadınlar” diyesi geliyor.
Bu arada kocalar ne yapıyor diye sorulacak olursa, ne yapacaklar; elleri armut topluyor tabi ki de. Eğer iki taş döşeyip stres atalım diye birilerine takılmamışlarsa eve kadınla birlikte girme zahmetinde bulunuyorlar. Ama bir farkla, kadın mutfağa koşarken; erkek, çizgili pijamasını kursağına kadar çekerek, elinde kumanda koltuğa uzanıyor. Bekar hatunlar, yüzünüzü buruşturup ”benimki yapmaz böyle” demeyin. Ne zannediyorsunuz yani? O, elinizden tutup sokaklarda gezdiğiniz, size methiyeler dizen, ”şunu yaparım, bunu yaparım” derken mangalda kül bırakmayan heriflerin, evlenince sizinle birlikte mutfağa gireceğini mi zannediyorsunuz? Moralinizi bozmak gibi olmasın ama çok beklersiniz. Erkeklerin bütün işi, maaş aldıkları işte sekiz saat çalışmaktır o kadar. Etrafınızdaki evliliklere bakarsınız bu gerçekleri görürsünüz.
Tabi bütün bunları yazarken, kendilerini eşlerinin yerine koyup duyarlı davranan erkeklerin de hakkını yememek lazım. Yazdıklarımız onları kapsamıyor zaten. Duyarlı kocalar ile duyarsız kocaların dışında daha bir çok tipte koca tipine rastlamak mümkün. Aldatanı var, odunu var, kazması var, normali var, kalası var…Var da var…
Şimdi küçük bir hikayeyle koca tiplerine bakalım. Bir nevi koca testi yani. Hangi kocalar, eşlerinin isteğine nasıl cevaplar verirler görelim…
***Kadın gün boyu harıl harıl çalıştıktan sonra, mesai bitimi yorgun argın işten çıkar. Eve gitmeden doğruca markete geçer. Çünkü gündüzden kafasında ıspanak pişirmeyi tasarlamıştır. Marketten ıspanakları alır ve eve gider. Kapıyı açıp, üstünü bile çıkarmadan mutfağa koşar. Bir yandan ıspanakları yıkar ve pişirmeye durur. Bir yandan sofrayı kurmaya çalışır. Bir yandan çocuğun bitmez tükenmez sorularına sabırla cevap yetiştirir. Bu arada sofra da ıspanaklar da hazırdır ama o da ne; YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR. Hiç yoğurtsuz ıspanak olur mu? Tabi hemen kocasını arar.
Kocadan Kocaya Değişen Cevaplar…
– amannn ıspanakla mı uğraştın? Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim ya da dışarda yiyelim (zor rastlanan süper koca)
– tamam alırım başka bişey lazım mı? (Normal koca)
– Tamam alırım (monotonlaşmış koca)
– Tamam hayatım alırım başka bi isteğin var mı? (Olması gereken koca)
– Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk (‘kalas’ tipi koca)
– Mendebur kadın; ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın! (‘kazma’tipi koca)
– Aradığınz numaraya şu anda ulaşılamıyor……..(İşte bu aldatan koca)
– Ben geç geleceğim Çok üzgünüm tühhhhhh Şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmazki E yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim toplantı bu kaçırsam olmaz Mazallah dağlara taşlara işten atılma sebebim olur sonra yoğurt dökecek ıspanak bile bulamayız (aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca..)
– Ben geç geleceğim. Toplantım var Yoğurtsuz yiyin (laçkalaşmış koca)
Daha çok tipler var da hikayemizde, en çok karşılaşılan tipleri özet geçtik. Evlenmişlere diyecek lafımız yok ama, bekarların ”en süperini” bulmaları temennisiyle…