”İnsan derisinden eşya” deyimi bile insanın tüylerinin diken diken olmasına yetiyor ve çok itici geliyor. ”İnsan derisinden eşya olur muymuş hiç?” demeyin. Elbette günümüzde böyle bir şey yok. Ama insanın olduğu her yerde şiddet muhakkak oluyor. Şimdilerde hayvan derisi ve tüyü kullanan zihniyet, niçin insan derisini kullanmamış olsun. İnsanlık tarihi geçmişinde ne yazık ki insan derisinden de bazı eşyalar elde edilmiş olduğu karşımıza çıkıyor.
Fransız İhtilali sırasında, birileri giyotinde cezalandırılanların bedenlerini potansiyel bir kazanç kaynağı olarak görmeyi düşündü. İnsan derilerinden ayakkabı, cüzdan, yelek hatta davul bile yapıldı.
Davul
15. yüzyılda Jan Ziska olarak bilinen, kliseye karşı yükselen protestanlık akımının öncülerinden kumandan Jan z Trocnova ölümü sırasında öldükten sonra derisinden davul yapılmasını ve savaş sırasında bu davulun kullanılarak düşmanları korkutmasını emretti. Son dileği yerine getirilerek derisinden bir davul yapıldı.
Yelek
Fransız ihtilali sonrası, 18 yüzyılda politik bir lider olarak görev yapan, Robespierre’in de yakın arkadaşı olan Saint-Just, söylenenlere göre aşık olduğu kadına karşı bir anlık öfke yaşayıp derisini yüzdürdü ve kendisine bir yelek yaptırdı.
Sigara kutusu
Henri Pranzini 19. yüzyılda Fransız dolandıcısı ve katildi. Yaptığı olaylarla halka büyük korku yaşatan katil, giyotinle cezalandırıldıktan sonra vücut parçalarınu herkes almış. Bir adet dişini kadınlardan biri takı yaparken, bir polis ise derisinden sigara tabakası yaptırmış.
Kitap
Bu listedeki en meşhur ve şaşırtıcı olanlardan biri de bu. 18 ve 19. yy’dan kalma böyle kitaplar birçok kütüphanade bulunur. Bu kitaplardan en meşhuru ise James Allen’ın yazdığı otobiyografisidir.
Posta arabası soyguncusu olan James Allen’ın son isteği kitabın bir baskısının derisine basılmasıydı ve bu gerçekleşti. Bu kitap şu an Boston Athenaeum kütüphanesinde sergileniyor. Ayrıca bu kişi ttüberkülozdan öldü.
Kartvizit
William Burke ve ortağı William Hare İskoçya’da 17 kişiyi öldürerek parçalamışlar ve bir doktora incelemesi için satmışlar. Yakalandıklarında William Blake’in vücuduna da aynı işlem uygulandı. İskeleti şu an müzede bulunmaktadır, sağ eli ise zarif bir kartvizit yapımında kullanıldı.
Cüzdan
1833 yılında Amerika’da yaşayan Fransız göçmen Antoine LeBlanc 3 kişiyi vahçice öldürdüğü için asılır. Yargıç ise asıldıktan sonra parçalanmasını ve derisinin yüzülmesini söyler. Vücudunun parçaları Fransız’ı yakalayan Şerif Ludlow imzasıyla satılır. Kısa bir süre sonra derisinden cüzdan yapılıp tarih meraklıları tarafından bu parça saklanır.
Ayakkabı
1876′da Mahnenrolhz isimli ayakkabıcı yılan, köpek gibi birçok hayvandan ayakkabı yapıyordu. Sonralarda ölen yaşlı ve kimsesiz insanlardan yaptığı ayakkabı ve bağcık yaptı. Washington’da bulunan Smithsonian Enstitüsü’ne yolladı ve hala onların koleksiyonunda duruyor.
Terlik
1633 yılı civarı Fransız Kralı XIII. Louis ‘Cabinet du Roi’yı kurar. Bura ilginç objelerin saklandığı bir müzedir. Parisli bir Cerrah Pierre Sue, buraya insan derisinden yapılmış bir terlik ve göğüs ucu hala belli olan bir kemer bağışlar.
Topuklu Ayakkabı
Hollandalı Fizikçi Hermann Boerhaave’nin ilginç bir koleksiyonu olduğu söyleniyor. Bu koleksiyonun içinde yaşlı bir mahkumun derisinden yapılmış topuklu ayakkabılar da bulunmakta.
Bu ayakkabıyı nasıl yaptığı öğrenilemeten Boerhaave’nin ayakkabısında meme kısmının ayakkabının burnunda kullanıldığı bu da yukarıya doğru bir eğilim verdiği söyleniyor.