Grip, kış aylarının en önemli hastalığıdır. Kış geldikten sonra grip olmayanımız neredeyse yok gibidir. Grip, hafif bir hastalık gibi görünüp önemsenmese de, çoğu kez insanı yatağa düşüren, günlerce işinden gücünden eden bulaşıcı bir hastalıktır. Bazılarımız ayakta atlatırken, bağışıklık sistemi güçsüz olan insanları günlerce yatağa bağlayabilmektedir.
Kış aylarını yaşamaya başladığımız şu günlerde hepimiz grip tehlikesiyle karşı karşıyayız. Kendinize yeterince dikkat ediyor olabilirsiniz, ya da bağışıklık sisteminiz güçlü olabilir. Ancak hastalığın bulaşıcı olması nedeniye, gribe yakalanmış kişilerce grip mikrobunun size de geçmesi ihtimali çok yüksek. O halde evde ve işyerinde gripten nasıl korunacağımızı öğrenmeli, ona göre tedbir alarak kışı gripsiz bir şekilde atlatmanın yollarını aramalyız.
Dr. Sinan Akkurt, gripten korunmanın en iyi yolunun bağışıklık sistemini güçlendirmek olduğunu belirterek, bağışıklık sistemini güçlendirmek için de, zencefil, antiseptik olarak sarımsak, antibiyotik etkili kekik, vitamin deposu boza ve kestane tüketimini önerdi.
Biorezonans Uzmanı Dr. Sinan Akkurt, hastalıktan korunmak için aşırı sıcak ortamlardan kaçınmanın da önemli olduğunu vurguladı. Akkurt, aşırı sıcakta oturmanın da hastalığa sürüklediğini, özellikle ısının çok yüksek tutulduğu merkezi sistem ısıtmalı mekanlarda hastalık riskinin arttığını açıkladı.
Dr. Akkurt’un verdiği bilgilere göre, özellikle vücut direnci düşük ve hasta kişilerde daha tehlikeli sonuçlara yol açabilen grip ve soğuk algınlığından korunmak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi şart. Bir doğal tıp metodu olan biorezonans tedavisiyle bağışıklık sistemini güçlendirebildiklerini dile getiren Dr. Akkurt, bağışıklık sistemini hastalığa yakalanmadan önce kuvvetli tutmak gerektiğini söyleyerek, günlük yaşamda uygulanabilecek 10 pratik öneride bulundu.
Gripten Korunmanın 10 Pratik Yolu
Hastalık en çok elle bulaştığından eller sık sık yıkanmalı.
Hasta çocuklara öksürürken elini değil, dirseğini kullanması gerektiği öğretilmeli.
Günde en az 45 dakika yürüyüş yapılmalı.
Günde en az 7, en çok 8 saat uyunmalı. Sabah erken kalkılmalı.
Her gün bir kase yoğurt tüketilmeli.
Aşırı sıcak ortamlardan kaçınılmalı. Odalar mutlaka her gün havalandırılmalı.
Çay yerine özellikle antioksidan özellikli ıhlamur, ahududu, böğürtlen çayı tercih edilmeli. Günlük iki litre su içilmeli.
Yemeklerde kekik, nane, çörek otu, kimyon gibi baharatlar daha sık kullanılmalı. Baharatlığa öğütülmüş zencefil de eklenmeli.
Bol sulu gıdalar, yeşil yapraklılar ağırlıklı olmak üzere taze sebze ve meyve tüketilmeli.
Her gün mutlaka bir bardak portakal – limon suyu karışımı içilmeli.