Günümüzde internet, hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Doğru kullanıldığı taktirde de oldukça faydalı. Ancak gençler ve çocuklar üzerinde, denetimsiz internet kullanımları kötü etkiler yaratıyor. Onların kendileri üzerinde farklı kalıplar oluşturmasını sağlıyor.
Normal gerçek yaşamlarında, yabancılarla bazı bilgilerini paylaşmanın sakıncalı olduğunun farkında olan 10-17 yaş grubu çocuklar ve gençler, internet ortamında hiç tanımadıkları insanlarla kendilerine ait bilgileri rahatlıkla paylaşıyorlar. İşin kötü tarafı, tüm bunları ailelerinden saklı yapıyor olmaları.
McAfee isimli yazılım şirketi, 10-17 yaş aralığındaki internet kullanıcıları üzerinde bir araştırma yaptı. ”Gençlerin İnternetteki Gizli hayatları” başlıklı araştırma, söz konusu yaş aralığındaki çocukların online davranışlarıyla ilgili bilgileri ortaya koydu.
Araştırmaya göre, gerçek hayatlarında yabancılarla iletişim içinde olmamaları gerektiğini bilecek yaşta olan bu yaş grubu internet kullanıcıları, sanal ortama çıkınca bu yasağı kendilerinden kaldırıp, rahatlıkla tanımadıkları insanlarla iletişime geçerek, verilmemesi gereken bilgilerini onlarla paylaşıyorlar.
Bu internet kullanıcılarının %69’u sosyal paylaşım sitelerinde anlık durumlarını paylaşmaktan çekinmezken, büyük kısmı da bulundukları yer hakkında bilgi veriyor. Bunlardan %28’i sanal ortamda hiç tanımadıkları insanlarla sohbet ediyor. Ayrıca, yine bu kullanıcılardan %12’si cep telefon numarasını, %43’ü gerçek ismini, %18’i fotoğrafını, %24’ü e-mail adresini, %18’i fotoğrafını sanal ortamda hiç tanımadıkları insanlarla paylaşmaktan çekinmiyor.
Yine araştırma, internet kullanıcılarının %50’sinin internet üzerinde tacizlere nasıl karşı koyacağını bilmedikleri gerçeğini ortaya çıkarıyor.
Sanal ortamda gençlerin yaşadığı olumsuzluklardan bir tanesi de, karşılıklı küfürleşmeleri, birbirlerine hakaret etmeleri ve paylaşılan bilgileri birbirlerinin aleyhine kullanmaya çalışmaları.
Araştırma, 10-17 yaş grubundaki bu kullanıcıların yüzde 87′sinin internete evinin dışında bulunan mekanlardan, yüzde 54′ü arkadaşının/akrabasının evinden, yüzde 30′u cep telefonundan ve yüzde 21′i oyun konsolundan, bağlandığını ortaya koyuyor. Bu gruptakilerin yüzde 23′ü ise şifresiz kablosuz ağları kullanarak internete giriyor.
Araştırmaya göre, gençler internete erişmede genellikle evin dışındaki mekanları kullandıkları için ailelerin çocuklarını online ortamda kontrol etmeleri de imkansızlaşıyor. Çocuklar, internete arkadaşlarının evinden, internet kafelerden veya internet bağlantılı mobil telefonlarıyla bağlanabildikleri için artık ev bilgisayarını ortak yaşam alanında muhafaza etmek de çözüm getirmiyor.
Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 42′si ailelerine internette ne yaptığını söylemiyor, yüzde 36′sı ailelerinin onları izlediklerini bildikleri zaman başka şeyler yapmayı tercih ediyor, yüzde 38′i ailesi odaya girdiğinde bulunduğu sayfayı kapatıyor, yüzde 32′si bilgisayarı kapatırken tarayıcının geçmiş sayfa bilgilerini bile temizliyor, yüzde 55′i internette ne yaptığını ailesinden saklıyor.
Gençlerin yüzde 27′si bilgisayarlarına zararlı yazılımlar bulaştırıyor, yüzde 62′si tarafından indirilen ya da izlenen tehlikeli içerikler, bilgisayarları tehdit altında bırakıyor.
Kullanıcıların yüzde 46′sı ücretsiz sitelerden müzik ya da video indirdiğini kabul ediyor, yüzde 16′sı sanal ortamdan müstehcen içerikler indiriyor.
Araştırma, internet ortamında nasıl güvenli olabilecekleri konusunda gençleri eğitmenin önemine vurgu yapıyor.