Bütün kadınlar bekarlıkları döneminde evlenecekleri adam üzerine hayal kurarlar. Buna kadın literatüründe beyaz atlı prensi beklemek denir. Beyaz atlı prens kavramının içi, her kadın tarafından farklı farklı özelliklerle doldurulur. Kimi kadının hayali yakışıklı bir erkek, kimisinin ise zengin bir koca adayı. Bazıları beyaz atlı prensinde dürüstlük, bazıları ise mertlik hayal eder. Ama hiç bir kadın; duyarsız, bencil, sadece kendini düşünen ya da kaba saba bir hanzoyu hayal etmez.
Şanslı olan kadınlar hayallerindeki erkekle evlenseler de şanssız olan bir kısım kadın birer odun parçasıyla evlenip, onları sevgi adına bir ömür boyu omuzlarında taşımak zorunda kalır. Nasıl mı? İşte aşağıdaki gibi…
Karısını Hafta Sonu Çıkacağı Boks Maçına Rocky Yöntemleriyle Hazırlayan Koca
Motorsiklette Bile Eşini Yanından Ayırmayan, Aşırı İlgili Koca…
Karısını Aşkına Tutsak Etmiş Romeo. Yanına Kaynanasını da Almış…
Eşleriyle Romantik Bir Gün Geçiren, İnce Ruhlu Adamlar…
Hayatın Yükünü Eşiyle Birlikte Çekmeye Bir Sigara Molası Vermiş Vefakar Koca…
Yüzmenin En Sağlıklı Spor Olduğunu Bilen, Karısına Kürek Vermek Yerine Yüzerek Kendini Çektiren Bilinçli Koca…
Eşlerini İş Yaparken İzlemeyi Çok Seven Sevimli Kocalar…
Hayat Müşterektir Felsefesini Sonuna Kadar Uygulayan Eşitlikçi Koca…
En Eşitlikçi Koca. Üstelik Şemsiyeyle Karısını Yağmurdan Korumayı Planlıyor Gibi Duruyor…
Karısını Yük Olarak Gören, Ama Bunu İyi Bir Amaç Uğruna Yapan Pratik Koca…
Eşinin Rahat Uyumasını İzleyen, Bu Uğurda Bisikletiyle Uyumaya Razı Olan Fedakar Koca…