Şeker her alanda bize lazım değil mi? Ağzımızda bıraktığı o zevk veren tadı acı ve tatsız gıdalarla değişmemiz elde değil. Ancak dünya üzerinde birçok kişinin şeker kullanmasının da sakıncalı olduğu bir gerçek. Özellikle diyabet hastalarının baş düşmanı olan şeker, -zayıflamak ya da şişmanlamak için olsun fark etmez- diyet yapanlara da zorluktan başka şey sağlamıyor.
Peki ya tatlandırıcılar? Ortada tatlandırıcıların kanserojen oldukları, aslında hiçbir işe yaramadıkları, ne olursa olsun şekeri yükselttikleri gibi binlerce bilgi var. Ancak hangisinin doğru olduğu bilinmiyor. Bu yüzden doğal ve yapay tatlandırıcıları araştırdık ve bu yazıda hiç şeker tüketmeden o mükemmel lezzetlere nasıl ulaşabileceğinizin yollarını yazdık.
Yapay tatlandırıcılar şekere göre 200 ila 500 kat fazla tat verirler dolayısıyla neyin içine katıyorsak katalım, normalde kullandığımız şekerden çok daha azını kullanmamız gerekir. Türkiye’de çokça tüketilen 3 çeşit yapay tatlandırıcı mevcuttur. Ancak bunların arasından özellikle aspartam ve sakkarin kullanımına dikkat! Bu tatlandırıcılar gerçekten tehlikeli!
Aspartam: Birçok yan etkisi vardır. Yapılan araştırmalarda aspartamın kanserojen olduğu, beyin tümörüne, MS hastalığına, epilepsi ve depresyona yol açtığı kanıtlanmış olsa da FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından zehirli kabul edilmemektedir. Aspartamın geçici olarak şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı ve ishale sebep olduğu da bilinmektedir. Piyasada bulabileceğiniz hemen hemen her diyet ürünün içinde bulunur. Uluslararası kodu E951’dir
Sakkarin: Önceleri FDA’nın kanserojen listesinde bulunan ancak daha sonra kanser riskinin sadece hayvanlarda ortaya çıktığı düşünülerek listeden çıkarılan bir tatlandırıcıdır.Daha sonra sakarin kullanan insanlarda da kanser vakalarına rastlansa da tekrar listeye alınmamıştır. Günde 4’ten fazla kullanımı zehirlenmeye yol açabilir. Tüğkettikten sonra ağızda acı bir tat bırakır. Aynı şekilde pişirilmek üzere kullanıldığında da şeker tadından ziyade yiyeceklere acı, sentetik bir tat verecektir. Uluslararası kodu E954’tür.
Sukraloz: Şeker kamışından elde edilir ancak vücut bu besini karbonhidrat olarak algılamadığından çok düşük bir kalori değeri vardır. Sıvılarda köpük oluşturmaz. Ayrıca pişirilebilir, yani keklerde ve kurabiyelerde de kullanılabilir. Tüketiminde hiçbir sakınca yoktur, tamamen sağlıklı bir gıdadır. Uluslararası kodu E955’tir.
Yapay tatlandırıcıların yanı sıra doğal olarak tüketebileceğimiz, tamamen zararsız birtakım tatlandırıcılar da bulunmakta. Bunların arasında stavia bitkisi ve bal gibi gerçekten şeker tadı verenler olduğu gibi tarçın gibi aslında acı olan ancak vücudu tatlı bir şey yendiğine inandırabilen tatlandırıcılar da var.
Stevia: Stevia bitkisinin yapraklarında doğal olarak şeker tadı vardır ancak bitki herhangi bir şekilde şeker ihtiva etmez. Bu yapraklar, şekerden yaklaşık 700 kat daha tatlıdır ve bu yüzden şekere oranla çok daha az tüketilmelidir. Stavia yaprakları aktarlarda bulunabilir.
Bal: Bal hâlihazırda arılar tarafından sindirilmiş bir gıda olduğu için sindirim sistemini zorlamaz. Şekerden daha yoğun vardır ancak daha az şeker barındırır. Ancak yine de diyabet hastalarına kesinlikle önerilmez. Her ne kadar doğal olsa da balın yaklaşık %80’i şekerden oluşur. Bu şeker bitkilerden toplanmış ve sindirilmiş de olsa da kandaki şeker oranını yükseltir. Hatta sindirmeye gerek kalmadan direk kana karıştığı için normal şekerden çok daha hızlı yükseltir. Yani diyet yapanlara günde 1 kaşık bal önerilebilir ancak diyabetlerin kesinlikle tüketmemesi gereken bir üründür. Diyabet hastalarına bal yerine küp küp şeker vermek daha az zarar verir bile diyebiliriz.
Tarçın: Tarçında elbette şeker bulunmaz ancak tatlı kokusu ve sadece tatlı besinlerde kullanılması dolayısıyla tarçın tüketmek vücudu kandırabilir. Aslında acı ve sıcak bir baharat olmasına rağmen yiyecek ve içeceklere katıldığında kişide tatlı bir şey yiyormuş hissi uyandırır. Aslında tarçın kullanarak yapılan şey beyni şeker tüketildiğine inandırmaktır. Beyin vücuda şeker girdiğini sanır ve insülin hormonu üretmeye başlar. Böylece tüketen kişinin kan şekeri düşer ve ayrıca ağzında da hoş bir tat oluşur. Özellikle diyabet hastalarına tarçın tüketmeleri önerilir. Tarçın kabuğunun çayı yapılabilir ayrıca kahve ve tatlılara tarçın katılabilir. Düzenli tarçın tüketiminde diyabet hastalığının etkilerinin ortadan kalktığı kanıtlanmıştır. Ancak çok fazla tüketim de kan şekerini çok düşüreceğinden yine tehlike yaratabilir.