Aşk yüzlerce yıldır insan hayatının içinde olmasına rağmen, hakkında çok da fazla bir şey biliniyor sayılmaz. Aşk kavramının insanlar tarafından algılanması farklı, aşkın kendi gerçekleri ise hem farklı hem de şaşırtıcıdır. İnsan ne kadar aşkı tatmış olduğunu düşünürse düşünsün yine de aşk hakkında dolu dolu bilgiye sahip olduğu söylenemez. Aşk insan hayatındaki en tuhaf gerçeklerden bir tanesidir.
Bir çok insan daldan dala konarak, yaşadıklarını aşk zannedip kendini aşk uzmanı ilan eder. Oysa hiç kimse aşk konusunda uzman değildir. Aşk konusundaki bilgilerimiz hurafelerden ibarettir ve aşkın gerçekleri ise bambaşkadır.
“Why We Love: The Nature and Chemistry of Romantic Love” (Neden Seviyoruz: Aşkın Kimyası ve Doğası” adlı kitabında antropolog Helen Fisher çok basit konuları ele alıyor ve onlara yepyeni açıklamalar getiriyor.
Ruh eşi diye bir şey yok
Dünyada, bir yerlerde ruh eşinizin yaşadığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Fisher’a göre dünya ‘diğer yarınız’ olma potansiyeline sahip erkeklerle dolu. “Sırf ruh eşini bulma düşüncesinden dolayı birçok kadın ilişki değil, ilişki stresi yaşamaya mahkum. Aylarca sevgililerini türlü testlerden geçirip onun ‘diğer yarıları’ olup olmadığını anlamaya çalışıyorlar. Halbuki bu çabalar anlamsız ve yersiz.
Bir kere şöyle düşünün; yıllar geçtikçe insan olgunlaşıyor. Hayattan beklentileri değişiyor, insanlardan ve aşklardan beklentileri de. Yani 20 yaşındaki Beyaz Atlı Prens hayalimiz bazı özelliklere sahipse, 30 yaşında onda başka özellikler aramaya başlarız.
Karşınıza kriterlerinizin çoğuna uyan biri çıkarsa, sırf bir iki kriterde sınıfta kaldığı için ondan vazgeçmeyin. Kafanızdaki portreye dört dörtlük uyan biri olabilir de, olmayabilir de. Elinizdeki gerçek sevgiliden, boş hayaller için sakın vazgeçmeyin.
İlk görüşte aşk gerçekten var
Şarkılarda, aşk romanlarında, arkadaş sohbetlerinde, çok tartışılan bir konudur ilk görüşte aşk. Peki, siz buna inanıyor musunuz? Fisher hayvanlardan yola çıkarak, insanlar dünyasına da uyan bazı kimyasal kuralları anlatıyor.
Hayvanlarda bir çiftleşme zamanı olduğunu herkes biliyor. O dönem sona ermeden türün her bireyi kendine uygun bir eş bulmak zorunda ve doğa onları o şekilde yaratmış ki, bu çiftleşme daima olması gerektiği zaman meydana geliyor. Yani bir anda birleşiveriyorlar. İnsan beyni de aşağı yukarı aynı şekilde programlandığına göre, insan da bir anda birine aşık olabilir.
Her an birlikte olmak aşka zarar verir
Birine aşık olduğunuzda, günün 24 saatini onunla geçirmek istersiniz değil mi? Ne olur, aşkınızın kalıcılığı için kendinizi frenleyin. Neden mi? işte Fisher’ın araştırmaları: “Birbirini seven iki insan ayrı kaldığında beyin ‘dophamin’ ve ‘norapineprin’ denilen ve aşkı olumlu etkileyen bazı kimyasal maddeler salgılar.” Yani, çarşamba günü birlikte olduysanız, perşembe akşamını ayrı geçirin. Böylece, hafta sonu buluşmanız çok daha sıcak ve ateşli olacaktır.
Aşk duygusal değil
Bu fikre katılmıyor musunuz? O zaman Fisher’ın bilimsel araştırmalarının sonuçlarına bir göz atın: “Yeni aşık olan kişileri ele alıp, şunu gözlemledim: Aşk, duygulardan sorumlu beyin kısmını değil; motivasyon ve hırstan, bir şeyi kazanma arzusundan sorumlu tarafını etkiliyor. Aşkla ilgili bağlantılar, mutluluk ve mutsuzluk gibi duyguların merkezinde değil, motivasyon merkezinde meydana geliyor.” İşte bunun için aşkımızın yoluna engeller çıktıkça, aşkımız kuvvetleniyor ve bizi canlı tutuyor.
Aşk bağımlılık yapar
Fisher, aşık olan bir grup kişiyi ele almış ve onlardan sevdikleri kişinin fotoğrafına bakmalarını istemiş. “Gözlemlediğim şey beni hiç şaşırtmadı. Fotoğraflara bakarken, bu kişilerin ‘dopamin’ seviyesi yükseliyordu, ilaç almış gibi, sıcak bir mutluluğa kapılıyorlardı. Ne hissettiklerini sorduğumda, neredeyse hepsi o an sevgilileriyle birlikte olmak istediklerini söyledi” diye anlatıyor bulgularını.
Erkekler kadınlardan daha çabuk aşık olur
Hep kadınların aşkta hızlı davrandıkları düşünülür, ama gerçek öyle değil. Erkekler kadınlardan daha çabuk aşık olabilir. Erkekler görsel uyarıcılara hızlı şekilde yanıt verir, gözlerine hitap eden kadınlara karşı daha kolay bazı duygular besleyebilirler.