Aldatma eylemi hem erkek hem de kadın tarafından yapılabilir. Her iki cinsin de karşı cinsi aldatabilme potansiyeli vardır. Ancak, kadın aldatmasına bizim toplumumuzda bakış açısı farklı olduğundan, aldatma eylemi genelde erkeklerle gündeme gelmektedir. Bu nedenle erkek davranışı gibi algılanmaktadır.
Zaten bu konuda yapılan istatistikler de erkeklerin daha çok aldattığını ortaya koymaktadır. Uzmanlar aldatmayan erkek oranının sadece %2 olduğunu belirtiyorlar ki, bu oran oldukça düşük. Belirtilen orana bakılırsa neredeyse erkeklerin tamamına yakını eşlerini ya da sevgililerini aldatıyorlar.
Peki ya aldatmayan erkekler? Onların diğer erkeklerden farkı ne de aldatmıyorlar? Aslında bunun cevabı psikologlarda yatıyor. Uzman psikologlar, ailenin en önemli görevinin ”çocuklarına iç güdülerini kontrol etmeyi” öğretmeleri olduğunu söylüyorlar. Çünkü bir çocuk iç güdüleriyle doğar. Tanımı gereği, istekleri, arzuları olur. Bunları elde eder ve elde ettiği zaman doyar. Bir erkeği aldatmaya iten en önemli iç güdü de cinsel istektir. Cinsel iç güdüyü kontrol etmeyi öğretmek de aileye düşer. Toplumun ahlaki yapısını, ahlaki kurallarını ve kontrolsüz cinsel iç güdünün nelere yol açacağının ilk eğitimleri yine ailede başlar. İç güdülerin ve isteklerin kişinin kendisi tarafından denetlenmesine öz denetim dersek, bazı insanlar öz denetimi çok iyi öğrenirler. Bazılarının ise öz denetimden haberi bile yoktur. Bazı erkekler cinsel dürtülerini denetlemeleri gerektiğini öğrenirler ve bundan şikayetçi olmazlar. Bu erkekler aldatmaz. Neticede karşı cinsle yasak ilişki kurmazsan ölmüyorsun.
Aldatmayan Erkeklerin Genel Özellikleri
Her şeyden önce kendilerini ve davranışlarını kontrol etme becerilerini geliştirmiş kişilerdir. Aile ve toplum değerlerine önem verirler. Hem düşünce yapıları, hem değer sistemleri hem de davranışları birbirleriyle uyum içinde ve tutarlıdır. Çocuklarını da ahlaki değerlere göre yetiştirmeye çalışırlar ve davranışlarışlarıyla onlara örnek olurlar.