Aldatma kavramı hep erkeklerle birlikte anılır. Aldatan kadın yok mudur? Elbette vardır tabi. Ya da aldatmayan erkek yok mudur? O da vardır. Ama aldatan erkek sayısı, aldatmayanlara oranla çok daha fazladır. Bu nedenle, aldatma eylemi daha çok erkekler tarafından gerçekleştirildiği için, bütün erkekler bu konuda zan altındadır.
Erkeklerin bu aldatma konuları fıkralara, karikatürlere konu olur. Hatta daha ileri gidilip komik duvar yazılarında bile erkek aldatmalarına dokundurma yapılır. Çoğu zaman erkeklerin bu aldatma meselesi abartılır tabi ki. Ama maksat eğlence olsun.
Erkeklerin aldatmasıyla ilgili bu komik ama iğneli yazılardan birini paylaşacağız. Bütün aldatan erkeklere ithaf olması temennisiyle, aldatmayan erkekleri de tenzih edip yazımızı paylaşıyoruz.
Aldatan Kocanın Komik Yalanları
Sabaha karşı eve gelen kocaların, eşinin “neredesin sen?” soruna verdiği komik cevaplar…
– “Ben dolaştıran taksici gördüm ama bu kadarına pes vallahi. İş çıkışı eve bir an önce geleyim diye taksiye bindim. Koca günün yorgunluğu, hafif gözüm kapanmış. Bir ara gözümü bir araladım Gebze’deyiz. Az daha uyusam şoför beni İzmit’e götürecek. Neyse ki zamanında uyanmışım. Taksimetreye bir baktım kimlik numaram gibi olmuş vallahi. ‘Ben bu parayı vermem’ dedim. Taksici ‘yazdıysa taksimetre ben alırım’ dedi. Karakolluk olduk. Bu durumda biraz geciktim tabii.”
– “Sen değil miydin dün gece yatakta “bir kere de geç gelsen n’olur be adam?!” diyen hayatım? İşte seni kırmamak için geç geldim. Geci***im diye saatlerdir caddelerde boş boş yürüyorum. Sıkıldım bir süre sonra eve geldim. Yoksa sen geç gel derken başka bir şey mi demek istedin?! Ben yanlış anladım o zamaaaan. Tüh!!”
– “Şimdi de kadın kapkaççılar türemiş. İki tanesi bu gece iş çıkışı Etiler’de üstüme atlayıp çantamı almak istediler. Aramızda bayağı boğuşma geçti. Bu arada beni öpücük manyağı yapıp ‘bu sapık adam bize tecavüz etmek istedi’ süsü vermek istediler. İşte bu ruj lekeleri o süsler… Ama yer mi Anadolu çocuğu? Karakolda senin resmini gösterdim, dedim ‘ihtiyacım olabilir mi benim böyle şeylere, dünya güzeli karım var’ dedim memur beylere… Doğal olarak serbest bıraktılar…”
– “KöPage Rankingüde takıldım diyeceğim inanmayacaksın ama yalanım varsa şuradan şuraya gitmek nasip olmasın… Bu saatte köPage Rankingü bomboş aslında. Basmışım geliyorum. Evime, güzel karıma kavuşmak için can atıyorum. Tam gişelerden geçerken bir de ne göreyim, gişe görevlisi ilkokul arkadaşım Salim değil mi? O da beni tanıdı tabii. Eee bunca yılın hasreti. Anılar, anılar derken iş uzadı. Eh bizim Salim de oldum olası gevezenin tekiydi zaten. İnsan 7’sinde neyse 37’sinde de o tabii. ‘Salim bırak, karım bekler’ diyorum yok. Susmuyor. Görsen bir muhabbet bir muhabbet. Allahtan arkadan bir araba geldi de…”
– “Sorma bugün başıma neler geldi? İnanamazsın… Pişmiş tavuğun başına gelenler halt etsin benim başıma gelenlerin yanında… Şimdi yatalım. Çok yorgunum. Sabah salim kafa anlatırım…”
– “Hayret, uyurgezerlik gibi bir hastalığım varmış. Daha da tuhafı, üstümü başımı değiştirip böyle şık şıkıdım geziyorum. Hangi ara eve geldim? Hangi ara uyudum? Sen görmeden nasıl evden çıktım? Allah düşmanımın başına vermesin. Ne dertler var. Evlerden ırak!”
– “Saatlerdir bizim evi dışarıdan gözlüyorum. Bir sor niye böyle yapıyorum? Çünkü o adi o aşağılık hırsızlar hep bu saatlerde evlere giriyorlarmış. İyi ki de öyle yapmışım. Bir tanesini tam iş üstünde yakalamak üzereydim kaçtı hergele… Ama daha duuuur… Arada bir bu hırsız mesailerine devam edicem. Yakalıycam o şerefsizleri sen merak etme hayatım.”
– “İçtim. Aslında içtim dediysem çok değil ama bende yalan yok. Akşam iş çıkışı arkadaşlarla iki tek attıktan sonra ben eve gitmek üzere onlardan ayrıldım. O sırada sen tut uzaylılar beni kaçır! Ağzım az da olsa alkol kokuyordu tabii. Bu onlara çok geldi. Beni uzay gemileriyle iki dakika dolaştırıp evin önüne bıraktılar. İki dakika tabii onların saatiyle. Bizim saatle 5 saat falan oluyor galiba. Neyse yalan olmasın…”
– “Şirket olarak kadın parfümü ve ruj işine girme kararı aldık. Piyasa araştırması yapıyoruz. Ne kadar marka kadın parfümü ve ruj varsa satın aldık. Sürünüp birbirimize sarıldık, öptük yanımızdakini. Bizim ‘Satınalma’dan Recep’i tanıyorsun, hayta işi iyice abarttı; öpe öpe bu hale getirdi beni…”
“Ben sana dedim bilmediğimiz şeyi kullanmayalım diye. Ne işimiz olur bizim geciktirici spreyle falan. Al sıktık şu hale bak. Ben evine bu kadar geç gelecek adam mıyım? Bu kadar gecikilir mi? Kullanmayacaktık o mereti kullanmayacaktıııık! Neden sana uydum bilmem ki!!”